Çocuğunu Teşhir Etme!
- Lotus Danışmanlık
- 30 Oca
- 3 dakikada okunur

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sosyal medya kullanımı giderek artmaktadır. Yenidoğan bir bebek kimliğini kavrayamadan, ilk adımını atmadan; sosyal medyada dijital ayak izlerine sahip olmaktadır. Dijitalleşen iletişim ağlarına dâhil olmak isteyen, onların her anını sosyal ağ üzerinden paylaşan, onları teşhir eden yeni nesil ebeveynler;
Ekonomik kazanç sağlamak, kendi süreçlerini paylaşmak, duygularına ortak kişileri bulmak, bilgi adı altında deneyimlerini paylaşmak vb. sebepler nedeniyle fotoğraf /video paylaşımları yaparak çocuklarının özel hayatlarının gizliliğini ihlal ederek onları çoğu kez farkında olmaksızın istismar etmektedirler.
Hiç şüphesiz ebeveynlerin sahip oldukları en değerli varlıkları çocuklarıdır. Ancak henüz karar verebilme yetisine sahip olmayan çocukların, mahrem görüntülerinin milyonlarca kişiye sunulması, çocuğun yetişkinlikte yaşayacağı psikolojik yıkımlar ile birlikte mahremiyet bilinci kazanamamasına da neden olmaktadır. Paylaşılan her çocuk fotoğrafı, aynı zamanda çocuğun suiistimal edilmesine de neden olabilir. Unutulmaması gereken önemli nokta, çocuk istismarının çoğunlukla aileye yakın kişiler tarafından gerçekleştirildiğidir. Dolayısıyla ebeveynlerin yalnızca yakın çevreleriyle paylaştıkları çocuklarına ait görüntüler de istismar riski oluşturmaktadır.
Çocuk sadece ebeveynin paylaşımları ile mahremiyet kaybına uğramamaktadır. Ebeveynler tarafından sosyal ağlara yüklenen videoların ve fotoğrafların, zaman zaman üçüncü kişilerin sosyal medya hesaplarından kendi çocuklarının fotoğrafları ve videolarıymış gibi paylaşıldığı gözlemlenmiştir. Paylaşımlarda özellikle isim, soy isim, doğum yeri ve tarihi gibi kişisel kimlik bilgilerinin açıkça belirtilmesi, çocukların kimliklerine ait bilgi hırsızlığı ile karşılaşmasına neden olabilir.
Sosyal medyadaki çocuk hesapları, zaman zaman çocuk istismarcıları tarafından çocuklara ulaşabilmek amacıyla bir araç olarak kullanılabilmektedir. Yapılan birçok araştırmada da görüldüğü üzere, pedofili sitelerinde yer alan paylaşımların yaklaşık yarısının sosyal medya hesaplarından kopyalandığı bilinmektedir.
Çocuğun kişisel verilerinin paylaşılması, özel alanına müdahale edilmesi erişkin yaşamında karşılaşacağı psikolojik hastalıklara neden olabilir. Çocukluk çağında hoşa giden sevimli gelen fotoğraflar ileride alay etmek, kötü emeller için tehdit ve şantaj gibi farklı amaçlarla kullanılıp öz benlik saygısına zarar verebilir. Kimlik hırsızlığı, ebeveynleri tarafından sosyal medyada resim ve video gibi mahremleri kontrolsüzce paylaşılan çocukların karşılaşabileceği diğer bir riskli durumdur.
Bununla beraber bir başka olumsuzluk, doğdukları andan itibaren tanıdığı ya da tanımadığı pek çok insan tarafından fotoğrafları ve videoları izlenen çocuklar bu şekilde bir ilginin doğal olduğu algısına kapılabilir ve gerçek hayatta da aynı ilgiyi bekleyerek sürekli bir onaylanma ve beğenilme beklentisine girebilirler. Bu duygularla beraber narsistik özellikler geliştirebilirler.
Bazı ebeveynler çocuklarının zihinsel problemleri ve sağlık durumlarını da paylaşabilmektedir. Bunu yaparken aslında benzer durumda çocukları olan başka ebeveynlerle bilgi paylaşımı ve yardımlaşma amacı taşıdıkları görünmektedir. Ancak bu çocuklar ergenliğe girdiklerinde veya yetişkin olduklarında bu hastalıklarından kurtulmuş olsalar da olmasalar da hiç tanımadıkları insanların bu bilgilere sahip olmalarından dolayı çok büyük bir ihtimalle rahatsızlık duyacaklardır.
İnternet ortamında pornografiye maruz kalan gençlerin daha erken yaşta cinsel ilişkiye girme eğiliminde oldukları bilinmektedir. Bununla beraber psikoseksüel gelişimlerini tamamlamayan çocukların normal cinsel davranışların pornografik görüntülerdeki gibi olduklarını düşündükleri belirtilmektedir.
Annelerin çocuklarının mahremiyetini korumak için yapacakları paylaşımın onlara sağladığı fayda, paylaşımın amacı ve mahremiyeti koruyucu davranışlar arasında denge kurmaları gerekmektedir çocukların geleceğinin ebeveynleri tarafından güvence altına alınması gerekmektedir.
Öncelikle çocuk fotoğrafları paylaşırken ‘mahremiyet’ olgusunu önemsemek adına çocukların özel bölgelerini gösterecek (Örneğin: bebeklerin özel bölgelerinin çıplak olduğu, bikinili ya da bezli) fotoğrafları paylaşmaktan kaçınılması gerekmektedir.
Çocukların yaşadıkları ev, gittikleri okul, park ya da bulundukları herhangi bir konum paylaşılmamalıdır. Bu paylaşımlar her türlü özel bilginin erişime açık olmasını sağlayarak çocuk istismarcılarına fırsat sağlamaktadır. Aynı zamanda bu paylaşımların pedofillerin çocuklarla yakınlaşmalarını ya da onlara ait bilgilere erişmelerini kolaylaştıran bir faktör olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklar paylaşımlarının avantaj ve dezavantajlarını dengeleyebilmek için gerekli bilgiye sahip olmadıkları için bilinçli karar veremezler. Mesela, fotoğraflarının internetten asla tamamen kaybolmayacağını bilmiyorlar. Bu nedenle ebeveynler çocuklarıyla ilgili içerikleri paylaşmadan önce çocuklarından izin almak zorundadır. Fotoğraflarının paylaşılmasını istemeyen bir çocuğa saygı duyulmalıdır.
Çocuklarıyla ilgili içerik paylaşmadan önce o paylaşımın çocuk tarafından nasıl algılanacağını ve çocuğun ilerideki hayatını nasıl etkileyebileceğini ebeveynlerin düşünmeleri gerektiğini vurgulamaktadır.
Şevval Demir & Sezen Öztürk
Namık Kemal Üniversitesi - Psikoloji
Yorumlar