Depresyon'un Eylemsizlik Tuzağı
- Lotus Danışmanlık
- 22 Ağu 2023
- 3 dakikada okunur

Günlük yaşantımızda sıklıkça duyduğumuz 'depresyon' bir ruh halini tanımlamak için kullanılsa da, aslında çağımızın en önde gelen psikolojik rahatsızlığının tanımı için de kullanılmaktadır. Gündelik durumlarda bir kişi için depresyonda denildiğinde kişinin bir çeşit ruhsal çökkünlük, moralsizlik ve üzüntü durumu halinde olduğu belirtilmeye çalışılır. Peki bu ruhsal durumu işaret eden depresyon ile depresyon ve ilgili duygu-durum bozukluğu rahatsızlıklarının farkı nedir?
Aradaki temel fark sadece duygusal bir üzgünlük, mutsuzluk ve keder durumu değil, aynı zamanda düşünsel, davranışsal ve bedensel problemlerin yaşanması ve bu problemlerin süresidir. Düşüncesel olarak ümitsizlik, çaresizlik, karamsarlık ve değersiz hissetme durumu; davranışsal olarak sosyal izolasyon, içine kapanma, anhedoni (zevk alamama durumu) ve isteksizlik-eylemsizlik (atalet); bedensel olarak ise uyku ve iştah bozuklukları en sık görünen semptomlardır.
Bu 4 alanda sorun yaşayan bireylerin yaşam içindeki aktivitelerini sürdürmelerinde bir çok sorun yaşanır, iş, aile ve sosyal yaşamları oldukça olumsuz etkilenir. Sadece duygusal bir ruh hali olarak değil, yeti kaybı ve bedensel rahatsızlıklara zemin hazırlamakta da istatiksel olarak çok üst sıralardadır.
Bu sayılı ve bir çok daha fazla alanda sorun ve problem yaşayan bireyler, eğer bir çözüm yolu aranmaz ise, bu umutsuzluk ve yetersiz hissetme durumunun döngüsüne kapılıp intihar etmeyi düşünebiliyorlar. Aslında gündelik hayatta 'depresyonda' denilerek belki de ufak görülen bu duygu durum bozukluğunun intihar riski %15 civarındadır.
Bireyin yaşadığı düşüncesel, davranışsal, bedensel ve duygusal bu olumsuz etkilerin birbirlerini desteklemeleri çok olası bir durumdur. Düşünce olarak değersiz ve ümitsiz hisseden bir birey kendini sosyal hayattan izole etmeye ve içine kapanmaya daha yatkın hissedecektir, veya isteksizlik ve zevk alamama problemleri yaşayan bir bireyin ümitsizliğe ve karamsarlığa daha yatkın olması oldukça muhtemel olacaktır.
Depresyon yaşayan bir bireyin sıklıkla gündelik aktiviteleri yapmakta zorluk çektiği görülür; markete gitmek veya odadan çıkmak bile çok zor bir iş gibi gözükür. Bu inaktivite ve eylemsizlik, değersiz hissetme durumu, içine kapanma, zevk alamama gibi nedenlerden destekleniyor olabileceği gibi aynı zamanda bu eylemsizlik durumu sosyal izolasyona ve karamsarlığa sebep olabilir.
Bu ve bunun gibi birçok örnek verilebilecek olan bu döngüsel durumun kişinin özgüveninde, kendi kişiliği hakkında bakışında ve anlam arayışında çok ciddi olumsuz etkilere sebep olabilir. Bir çözüm veya destek arayışına başlanmadığı takdirde uzun sürmesi muhtemel bu durumun, çok daha ciddi seviyelerde ümitsizlik ve çaresizlik yaratması kuvvetle muhtemeldir.
Markete gitmek veya kişisel bakımını sağlamak gibi günlük yaşantımızın elzem aktivitelerinde bile yaşayabilecekleri bu inaktivite ve eylemsizlik isteği, aynı zamanda çözüm veya bir çıkış isteğini de gölgeleyebilir. Bu nedenle bireylerin bu yaşadığı durumun sebeplerini görmeleri ve bilgilendirilmeleri çok önemlidir.
Bu eylemsizlik, sadece bedensel olarak bir eylemsizlik sayılmamalıdır, aynı zamanda duygusal, düşüncesel veya davranışsal biçimde de bireyler bu döngü tuzağına yakınlaşabilirler. Duygusal olarak herhangi bir bağ kurmaktan tamamen kendini soyutlamak, davranışsal olarak hayallere ve isteklere uygun davranışlarda bulunmamak, düşünsel olarak da bu isteklere ve gayelere uygun planlama yapmaktan acizlik gibi örnekler verilebilir.
Atalet olarak da adlandırdığımız bu eylemsizlik durumunun en sık buluştuğu nokta genellikle ertelemek olur. İşleri, düşünceleri, duyguları, istekleri, amaçları, hayalleri veya gayeleri ertelemek çözüm gibi gözükür. Fakat bu erteleme durumu aslında sadece başka bir birbirini destekleyen döngünün başlamasına sebep olabilir; ertelemek. Bir işi ertelemek, bir duygumuzu ertelememize, bu duyguyu zamanında ertelediğimiz için hayalimizin artık ulaşabileceğimiz bir durumda olmadığını düşünmemize, ve bunun gibi birçok varyanta sebebiyet verebilir.
Bu erteleme, inaktivite veya eylemsizlik ne kadar tehlikeli ise, farkındalık, çözüm isteği ve danışma arayışı da bu döngülerin bozulmasında bir o kadar etkilidir. Unutulmamalıdır ki eylemsizlikte bazı durumlarda bireyin işine yarayabileceği gibi aynı zamanda bazı durumlarda daha çok duygu birikimine, daha çok ertelemeye ve daha çok probleme yol açabilir. Depresyon içerisinde olan bir bireyin de bu ayrımı yapabilmesi içinde bulunduğu durum ve duygular sebebiyetiyle zorlaşabilir.
En iyisi bir bilene danışmak demişler!
Semih Savatlı
Referans:
1. World Health Organiztion, Depressive disorder (depression), 31 Mart 2023, https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/depression
2. Türkiye Psikiyatri Derneği, Halka Yönelik Bilgiler, Depresyon, Alınma tarihi: 20 Ağustos 2023, https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/23/depresyon
3. Jessica Truschel, Farah Fazel, Psycom.net, Depression, Major Depressive Disorder, DSM-V Depression Criteria, 26 Ağustos 2022, https://www.psycom.net/depression/major-depressive-disorder/dsm-5-depression-criteria
4. Berlin, A. A., Kop, W. J., & Deuster, P. A. (2006). Depressive mood symptoms and fatigue after exercise withdrawal: the potential role of decreased fitness. Psychosomatic medicine, 68(2), 224–230. https://doi.org/10.1097/01.psy.0000204628.73273.23
5. Elfrey, M. K., & Ziegelstein, R. C. (2009). The "inactivity trap". General hospital psychiatry, 31(4), 303–305. https://doi.org/10.1016/j.genhosppsych.2009.05.001
6. Koval, P., Kuppens, P., Allen, N. B., & Sheeber, L. (2012). Getting stuck in depression: the roles of rumination and emotional inertia. Cognition & emotion, 26(8), 1412–1427. https://doi.org/10.1080/02699931.2012.667392
Yorumlar